Kişisel birşey değil bu
Yaşamak zor buralarda
Kimdendi bu yara diye
Kalbine sorduğunda
Gerçeği istiyorsan
Diyeceklerimi unuttum
....
Search Results for – "ışıl"
Teoman – Sen Benim Olmasan da
Daha gün ışığı görmeden
Bana görünmeden,
Yolunda
Her gün arar o sevgiyi
Mışıl mışıl, uykusunda
Sanma seni hatırlarım
Önce, ....
Uğur Arslan – Er Mektubu
O elinde tuttuğun zarf
Bir ihanet anında örülmüştür
Ve zarfın içindeki kağıt
ER mektubudur görülmüştür
Doğum günüm bu gün 3 Aralık
....
Uğur Arslan – Kavuşursak Biteriz Biz
Kavuşursak biteriz biz,
Biz mutlu sonlar katiliyiz.
Kavuşursak biteriz biz.
Sevgiyle bakan gözleri kör ederiz.
Herkesin bildiği bir aşk, ....
Ümit Besen – Okul Yolunda
Hatırladın mı eskiden? Geçmişteki günlerde
Akşamları beklerdim, Sen okuldan dönerken
El ele yürürdük, evinizin yoluna
Şarkılar fısıldardın, gü ....
Yeni Türkü – Destina
Dün gece sen uyurken
İsmini fısıldadım
Ve hayvanların korkunç
Öykülerini anlattım
Dün gece sen uyurken
Çiçeklere su verdim
....
Yeşim Salkım-Ayakta Alkışlar
Değişirken hep bir şeyler
Değişiyor insan ister istemez
Sen ayaklanınca yetişmek için
O gitmistir çoktan beklemez
Elinde avucundayken kü ....
Yıldız Tilbe – İçimdeki Nehir
Yıkanamadım içimdeki nehir derin akıyor
Deliliği yarı uykuda ruhum seni arıyor
Uysallaşır mı? Söyle kudurmuş yalnızlığım
Erkekçe sevdalanır yürekli kadınlığım
Gördüğüm sevdaların yabancısıyım
Sevgim aç su gibi yele dağılır
Som aşkın içine bulanır (more…)
Yılmaz Erdoğan – Ömrüm Ömrüm Şiiri
mum yanar
mum ışıldar
kendileri yoktur gölgeleri oluşur
ferinden korkulsa da rahmetin
yenilmez toprağa can katmanın kudreti
bir öm ....
Yılmaz Erdoğan – Sevebilme İhtimali Şiiri
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam…
Ben seninle bir gün Veyselkarani’de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara’da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım herkesi…
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
Bizim Kemalettin Tuğcu’larımız vardı…
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı…
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
solculuk oynamaya başladık..
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla…
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
Türk Dil Kurumu’na inat bir Türkçeyle…
Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
Ankara’ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
Oysa Ankara’da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
Ankara’ya usul usul kurşun yağıyordu..
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi’ne gelebilme ihtimalini seviyordum.
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.
Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye (more…)