Sagopa Kajmer – Yirmi Dört

”Acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımız.”

1/

Yaşlanan bir gün bugün,bavulu topluyor ve son vedası tıpkı dün gibi.
Köşeye çekilip ağlıyor.
Bense,yarına penceremden bakma gafletindeyim.
Gözlerim dolu ve ellerim tutuklu yüzüme.
Dudaklarım kilitli,hoşçakal bugün!
Sen de yolcusun,dünlerimde sorgusun ve yirmi dörtlük yorgunsun.
Git de dinlen gidenlerle,yarınım kapıda bekliyor ve son veda zamanı…
Saçlarımda saklı kar beyaz ve gözlerimde hep telaş,panik.
Silik resimler ortasında bir küçük çocuktum.
Hep konuktu başka gün ve çok soğuktu her geçen dün.
Tıpkı sen gibiydi giden o eski dünler,geçmişin karanlığında anılarımdı onlar.
Bense bulamaz oldum onları.
Hep selam gönderdim geride kalana,kanıtım yoktu yarına.
Yolcularımla ağladım.
Hiç misafir olmamıştı kimse,bunu ben anladım.
Sonbaharda katil oldu rüzgarlar,öldü tüm yapraklar.
Yağmur aldı gözyaşı ve rüzgar oldu ruhlar estiler yavaşça.
Sen misali ağlamıştı her dünüm usulca.



NAKARAT

Dudaklarım kilitli,hoşçakal bugün!…
Sen de yolcusun,dünlerimde sorgusun ve yirmi dörtlük yorgunsun.
Git de dinlen gidenlerle.
Yarınım kapıda bekliyor ve son veda zamanı…

2/

Aynalarda buğulu yüzümü göremez oldum ve iyimserlik mateminde sarı gül tuttum.
Hayallerim yok oldu koyduğum yerde yoktu hiçbiri.
Tek yabancı bendim evde ve bir yalancı mumdu doğan güneş.
Solan gülümdü,talan sonuydu,kalan resimdi.
Bir vesikalık küçük çocuktum,yüzüme bakarak ağladım.
Yüzleşirken kendimle hıçkırıklarımla savaşır oldum.
Ertelendim yarına.
Reddedildim.Gideni yolcu etti gözlerim.
Ve gelene ”Merhaba!..” dedi bu kimsesiz dilim.
Ortalarda gezinen oldu dilenci ellerim.
Bu son demiydi sonbaharın,son yaprağında son gülümsemek ki;nefesi son çekişti içime,son bahardı.
Güz ağardı.
Gün üzeri bir tebessüm etti yüz.
Saklı kaldı her düşende kırılan onca göçebe his.
Biz;dünden olma yarına varma garibeyiz.

Updated: 04/04/2019 — 16:02