Rihanna – Work – Türkçe Çevirisi – Türkçe Sözleri

Work, work, work
(İş, iş, iş)
Work, work, work
(İş, iş, iş )
You see me I be
(İşimi yaparken beni görürsün )
Work, work, work
(İş, iş, iş )
Work, work, work
(İş, iş, iş )
You see me
(Beni görürsün )
Do me dirt, dirt, dirt
(Kirli, kirli, kirli bir iş yaparken )
Dirt, dirt, dirt
(Kirli, kirli, kirli )
For some of that
(O işlerden bir kaçı )
Work, work, work
(İş, iş, iş )
Work, work, work
(İş, iş, iş )
For you I got love, love, love
(Aşkım, aşkım, aşkım var senin için )
Love, love, love
(Aşkım, aşkım, aşkım )
When I came for my
(Benim sıram geldiğinde )
Turn, turn, turn
(Sıram, sıram, sıram )

Join me I deserved it
(Katıl bana, bu benim hakkım )
No time to have you lurking
(Dolandırıcılık için zaman yok )
If I got right then you might like it
(Eğer hakkımı aldıysam beğenebilirsin )
You know I dealt with you the nicest
(Seninle en iyi şekilde ilgilendiğimi biliyorsun )
Nobody touch me, I’m the righteous
(Kimse bana karışmadı, ben haklıyım )
Nobody text me in a crisis
(Kimse bunalımdayken bana yazmadı )
I believed all of your dreams are fruition
(Bütün hayallerinin gerçekleşeceğine inanıyorum )
You took my heart and my keys and my patience
(Benim kalbimi ve anahtarını ve sabrımı aldın )
You took my heart off my sleeve a decoration
(Kalbimden benim süs manşetimi çıkardın )
You mistaken my love I brought for you for foundation
(Senin için temelini attığım aşka sen yanlış davrandın )
All that I wanted from you was to give me something that I never had
(Senden tek istediğim bana hiç sahip olamadığım bir şey vermendi )
Something that you’ve never seen
(Senin hiç görmediğin )
Something that you’ve never been
(Senin hiç olmayan bir şey )
But I wake up and everything’s wrong
(Fakat uyandı ve her şey yanlıştı )
Just get ready for…
(Sadece hazır ol… )
[reklam1]
Work, work, work
(İş, iş, iş )
Work, work, work
(İş, iş, iş )
You see me I be
(İşimi yaparken beni görürsün )
Work, work, work
(İş, iş, iş )
Work, work, work
(İş, iş, iş )
You see me
(Beni görürsün )
Do me dirt, dirt, dirt
(Kirli, kirli, kirli bir iş yaparken )
Dirt, dirt, dirt
(Kirli, kirli, kirli )
For some of that
(O işlerden bir kaçı )
Work, work, work
(İş, iş ,iş )
Work, work, work
(İş, iş, iş )
Duh, duh, duh, duh*
(Ya, ya, ya, ya )
For you I got
(Senin için bende hayır var )
Nah, nah, nah*
(Olmaz, olmaz, olmaz )
Nah, nah, nah
(Olmaz, olmaz, olmaz )
Before the tables turned, turned turned turned
(Olaylar tersine dönmeden, dönmeden, dönmeden, dönmeden önce )



Beg you something please
(Lütfen, sana yalvarıyorum )
Baby don’t you leave
(Bebeğim beni bırakma )
Don’t leave me stuck here in the streets (no, no)
(Beni sokaklarda nahsur bırakma (hayır, hayır) )
If I get another chance to
(Eğer yeni bir şansım olursa )
I will never, no never neglect you
(Seni asla ihmal etmeyeceğim )
I mean who am I to hold your past against you?
(Yani ben kimim ki geçmişi sana karşı tutacağım? )
I just hope that it gets to you
(Sadece senden geçmesini umuyorum )
I hope that you see this through
(Umarım bunu atlatırsın )
I hope that you see this true
(Umarım doğruyu görürsün )
What can I say?
(Ne söyleyebilirim ki? )
Please recognize I’m trying baby
(Lütfen çabaladığımı gör bebeğim )
I been…
(Ben… )

Work, work, work
(İş, iş, iş )
Work, work, work
(İş, iş, iş )
You see me I be
(İşimi yaparken beni görürsün )
Work, work, work
(İş, iş, iş )
Work, work, work
(İş, iş, iş )
You see me
(Beni görürsün )
Do me dirt, dirt, dirt
(Kirli, kirli, kirli bir iş yaparken )
Dirt, dirt, dirt
(Kirli, kirli, kirli )
For some of that
(O işlerden bir kaçı )
Work, work, work
(İş, iş, iş )
Work, work, work
(İş, iş, iş )
For you I got love, love, love
(Aşkım, aşkım, aşkım var senin için )
Love, love, love
(Aşkım, aşkım, aşkım )
When I came for my
(Benim sıram geldiğinde )
Turn, turn, turn
(Sıram, sıram, sıram )
Turn, turn, turn
(Sıram, sıram, sıram )

Yeah, okay
(Evet, pekala )
You need to get done, done, done, done
(Bunu halletmen, halletmen, halletmen, halletmen lazım )
That’ll work, come over
(Bu işe yarar, buraya gel )
We just need to slow the motion
(Sadece hareketi ağırdan almalıyız )
Don’t give that away to no one
(Bunu başka kimseye verme )
Long distance, I need you
(Uzak mesafe, sana ihtiyacım var )
When I see potential I just gotta see it through
(Sende bunu halledebilecek potansiyeli gördüğüm zaman )
If you had a twin I would still choose you
(İkizin olsa bile ben yine de seni seçerim )
I don’t wanna rush into it, if it’s too soon
(Aceleci davranmak istemiyorum, eğer yakın değilse )
But I know you need to get done, done, done, done
(Fakat senin bunu halletmen, halletmen, halletmen, halletmen gerektiğini biliyorum )
If you come over
(Eğer buraya gelirsen )
Sorry if I’m way less friendly
(Çok arkadaş canlısı değilsem kusura bakma )
I got niggas tryna end me
(Beni bitirmeye çalışan zenciler var )
Oh, yeah, I spilled all my emotions tonight, I’m sorry
(Ah, evet bu gece tüm duygularımı ortaya çıkardım, üzgünüm )
Rolling, rolling, rolling, rolling, Rolling
(Yuvarlanmak, yuvarlanmak, yuvarlanmak, yuvarlanmak )
How many more shots until you’re rolling?
(Yuvarlanmana kadar kaç tane daha tek atımlık içki gerekiyor )
We just need a face to face
(Sadece yüz yüze olmamız lazım )
You could pick the time and the place
(Zamanı ve mekanı sen seçebilirsin )
You spent some time away
(Birkaç zaman harcadın zaten )
Now you need to forward and give me all the…
(Şimdi yapman gereken göndermek ve bana bütün… (işleri vermek) )