Dursun Ali Erzincanlı – Sen Gidince

En Sevgiliye 2

Sevgili!
Sen Gitmiştin…
Koyup Bir Başımıza, Gurbetlerine Salmıştın Bizi.
Yetim Kaldık, Öksüz Kaldık.
Ve ellerimiz kirlendi yokluğunda.
Sen Gitmiştin…Ayrılıkların dilini hece hece ağlıyoruz şimdi.
akşamlar iniyor dağlara ve hasretimiz yankılanıyor yamaçlarda.

Sevgili!
Nasıl İltica Edelim Sana;
Huzuruna Nasıl Varalım, Yalvaralım?
Kemter Karıncalar Nice Mümkün Halini Süleymana Arz?
Güneş Huzurunda Mumların Okunmazken Esamesi,
Pervaneler Bahsetsin Mi Varlıktan?
Ve Duyurabilsin Mi Sesini?..
Efendim Duyar Mısın Sesimizi?

Sevgili!
Sen Aşk İkliminde Sultan
Sen Güzellik Şahikasında Dolunay
Sen Vefa Göğünde Hilâl
Biz Bir Bakışının Dilencisi,
Biz Dolunay Tutkunları
Biz bayramı gözleyen oruçlar
Güzellik Ordusunun Hakanı Sen;
Gam Ruzigârında Gedalar Biz.
Sen imrenme biz ayıplanma
Sen özüsün varlığın ve biz
varlık iddiasında küstah yoksullar



Sen Sabah Yıldızlarının Işığı;
Biz Gaflet Uykusunda Kervancı
Dert Ve Keder Denizinde Çığlık Çığlığayız Biz,
Kumrular Ve Bülbüller Seni Bestelemekte Oysa.
Çığlıklarımızı Bestelere Karıştırıver
Düşkünlerine, Savrulmuşlarına Kulak Ver.
İtivermezsin Elinin Tersiyle Bizi,
Değil Mi Efendim?…

Sen gitmiştin !
Çelik mermere çarptı
İradeye ateş düştü yokluğunda
Hasretinden akıllar yitirildi
Gönüller gölgelere düştü

Sana Muhtacız!..
Sana En Fazla Muhtacız
En Fazla Sana Muhtacız.
Uyandır Bizi Uykumuzdan…

Gel Ey Sevgili!
Bir Gelişle Gel, Bir Gülüşle Gel.
Doğ Ufkumuza, Sar Dünyamızı
Gir Gönlümüze Yeniden
Sana Muhtacız..
Sen Gitmiştin…
Seninle Birlikte Herşeylerimiz Gitti.
Şehitlerimiz Kefenlerinden Sıyrıldı Senden Sonra
Kanlarımız Sahralar Doldurdu
Kelimelerimiz Anlamlarını Yitirdi.
Kutlu Erlerimiz Tutsak Oldu Nefis Ordularına.

Hiç bir şey kazanmak ayrılında efendim
Hiç kâr elde edemedik
Aldandık hep aldandık
Delilimizi yitirdik, delillerimizi yitirdik.
Dillerimiz dilim dilim edildi efendim!
Bize sevmeyi unutturdular ilkin
Sonra sevginin ne olduğunu.
Kendi gönlüne ihanet edenlerimiz
Gönlün kendisine ihanet ediyorlardı
Vurgunlar yedik peş peşe efendim!
Vurgunlar yedik!
Ve sen gitmiştin!

Sevgili sen gitmiştin!
Biricik sığınağımız
Varlığımızın övüncü, yüz akımızdın
Hayırları söyleyip gitmiştin
Biz şer’ işler olduk
Uzun uzun emellere kapıldık
Kapılanıp kaldık umutların kapısında
Ellerimiz vardı açıldıkça dolan
Uzandıkça verilen
Böğrümüzde kaldı ellerimiz
Sen Gitmiştin…
Aşk Dervişleri Avare, Pejmürde, Hercâi Rüzgârlara Kapıldılar.
Dönüşlerinin Ahengini Kırdılar.
Bölük Bölük Kadınlarımız
Grup Grup Erlerimiz,
Demet Demet Çocuklarımız,
Kimi Güler, Kimi Ağlarken Yitirdiler Kendilerini.
Ve Sen Gitmiştin Efendim.

Sevgili hani bir aşktın, bir güzelliktin Sen!
Güzellikle aşkın kesiştiği prizmada
Güzelliğin cihanı gösteren bir ayna
Aşkın o aynanın cilasıydı hani
Güzelliğin olmasa efendim
Aşkı hiç bilmeyecekti cihan
Aşkın olmasa güzelliği hiç anlamayacaktı

Sana Muhtacız!..
Sana En Fazla Muhtacız
En Fazla Sana Muhtacız.
Uyandır Bizi Uykumuzdan…
Gel Ey Sevgili!
Bir Gelişle Gel, Bir Gülüşle Gel.
Doğ Ufkumuza, Sar Dünyamızı
Gir Gönlümüze Yeniden
Sana Muhtacız..
Sana Muhtacız..

Sevgili!
Dertle ağlayan, hem derde salan
Gönül yurdunda çaresizlerin çaresi
Hastaların merhemiydin
Saadetle yaşamış, saadet çağını yaşatmıştın

Sana Muhtacız!..
Sana En Fazla Muhtacız
En Fazla Sana Muhtacız.
Gel Ey Sevgili!

Söz:ABDÜLFETTAH ŞAHİN