Search Results for – "çok çok"

İbrahim Sadri – Karahazer Çiçeğim Şiiri

Ah bir dağda bırakıp bir dağda bulacağım
Leyla menekşesi
Olursa bir yağlı kurşundan birde senin elinden olur ölümüm

Bir seherde açsınlar bağrımı
En deli rüzgarlar essin
Ne yiğitti desinler, ne filinta, ne hercai fiyaka
Dönüp baktıkları zaman bir oltu tesbihi
Bir gümüş tabaka
Bitlis tütününden yarım kalmış bir sarma cigara
Şeyh izzetttinin dünyanın bütütn çokcuklarına,
Yaptığı muska
Ve
Sevda adına kurutulmuş bir karanfil bulsunlar
Mintanımın altında

Ah yaban gülü ah Karahazer çiçeği
Ah gurbetin şıvan yıldızı, leyla menekşesi

Yağmurlu bir akşam üstünde duldada
Dedemden öğrendiğim ilk duam gibi
Yeşil ceviz altında koşturan karınca
Harran üstünde her gece parlayan süreyya
Emek gibi, toprak gibi, kan gibi, hoyrat gibi
Adilcevaz fırtınası, yedi dağın eşkiyası gibi
Yasak gibi, bayrak gibi, baskın gibi
Erişilmez birşeydi seni sevmek

Ah leyla menekşesi, ah yaban gülü
Ah karahazer çiçeği, ah yaktığım o içli türkü
Hani o zalım deyen hani o hayın

Şu üç kuruşluk daru dünyada (more…)

İbrahim Sadri – Kırık Hava Şiiri

Ah yaban gülü
Ah karahazer çiçeği
Ah gurbetin şıvan yıldızı
Bir dağda bıraktığım
Bir dağda bulacağım leyla menekşesi
Gün yüzü görmemiş memleket gülüm
Olursa bir yağlı kurşundan olur ölümüm
Bir seherde açsınlar bağrımı en deli rüzgarlar essin
Ne yiğitti desinler, ne filinta
Dönüp baktıkları zaman bir oltu tesbihi
Bir gümüş tabaka
Bitlis tütününden yarım kalmış bir sarma cigara
Şeyh izzetttinin dünyanın bütün çokcuklarına yazdığı muska
Ve sevda adına kurutulmuş bir karanfil bulsunlar mintanımın altında
Yağmurlu bir akşamda duldada
Dedemden öğrendiğim ilk dua gibi
Harran üstünde her gece parlayan süreyya gibi
Emek gibi, toprak gibi, kan gibi, hoyrat gibi
Adilcevaz fırtınası, yedi dağın eşkiyası gibi
Yasak gibi, bayrak gibi, baskın gibi
Erişilmez bir şeydi seni sevmek

Ah leyla menekşesi
Ah yaban gülü
Ah karahazer çiçeği
Ah yaktığım o içli türkü
Hani o zalım diyen hani o hayın
Hani o kaç para eden perakendesi şu üç kuruşluk periuşan darı dünyanın

Hepimiz geldik zulümlere
Şehy İzzettin’i toprağa verdiğimiz o gece (more…)

İbrahim Sadri – Kuş Hatıraları Şiiri

Benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar
rüyalarımıza melekler uğrardı.
Kapımızdan yoğurtçu
bahçemizden ishakkuşu
kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi.

Kışın bir sobamız olurdu
sobanın yanında kedimiz
kedinin önünde yün yumağı
bir Hayat Bilgisi fotoğrafı gibiydik.

Yerli malı kullanan
yurdun üç tarafı denizlerle çevrili
kuru üzüm incir fındık
tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren
kuru üzüm ve inciri satan
karşılığında
çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan
bir toprağın fertleri…
Biraz yoksul biraz mütevekkil
biraz mahçup biraz kırılgan
biraz naif ama hep umutlu…

Özlerdik.
Memleketteki halamızı
ince doğranmış bir dilim pastırmayı
yurttan sesler korosunu
akşam komşuluklarını
radyo tiyatrolarını
sabah ezanını
kalaycıyı bozacıyı
münir nureddin şarkılarını
orhan boran yarışmalarını
kandil gecelerini duvar sarmaşıklarını
bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını
okul önü koz helvalarını
akşam oturmalarını
ve hayatı…

Top oynardık
ip atlar kedi kovalar
taşlarla birbirimizin başını yarar
mahalle savaşları çıkarır
gece olunca da tutar babalarımızın elinden
yazlık sinemalara gider
Sadri Alışık Vahi Öz
Belgin Doruk Cüneyt Arkın seyreder
Olimpos gazozları içer
güler eğlenir bağırır çağırır
dönerken yıldızları sayardık.
Biz sıkı çocuklardık. (more…)

İbrahim Sadri – Yol

gözlerim kapanmadan önce yoldaydım
damperli bir kamyon kadar gürültülü
ve bir o kadar sabırlı…
bir menzil bir başka menzile,
bir kilometre başka kilometreye değiyordu
kalbimden acılı şarkılar geçiyor,
sigaramın dumanı akşamla gülüşüyordu
yoldaydım…
kirli beyaz gömleğimin üstünde yağ lekeleri,
arka dörtlüde şöför ismetin hayar hikayeleri,
bir keskin viraj korkusunda,
hükmünü yitirmiş bir limon kolonya ferahlığında,
kısa ve soğuk ihtiyaç molalarında,
bir kasaba otogarında,
zigana geçidinde
başım camda sarsılarak uykudaydım,
öyle dardaydım,
yoldaydım…
o türkülerdeki, o ağıtlardaki,
o fırata kaptırılan gelin gibi hoyrattaki,
o aşılmaz, o varılmaz, o kahbe,
o yalan sevgili,
o rüya gibi
yoldaydım…
bir aşka gidecektim,
gece yarısı yeni bir şehre inecektim,
ellerim cebimde olucaktı,
kalbim avuçlarımda,
üşüycektim…
sen belki, belki sen
cesur turizmin yazıhanesinden,
apollo magius patinaj çekerken,
hayal meyal görecektin beni…
orası burası sökülmüş bir valiz elimde,
yanımda senin için topladığım üzümlerle dolu bir sepet,
ağzımda bulantıyı geçiren nane şekeri,
cebimde muavinin ikram ettiği gofret,
dudağımda yarım bir şarkı,
yüreğimde sadece hasret,
sadece cesur, sadece menzil,
sadece… (more…)

İbrahim Tatlıses – Başı Belalım

Elimde olsa hiç ağlar mıydım?
Elimde olsa bel bağlar mıydım?
Yıkılsın dağlar, açılsın yollar,
Senin elinden içim kan ağlar,
Yıkılsın dağlar, açılsın yollar,
Senin elinden, içim kan ağlar

Başımın tacı, kara sevdalım,
Gözümün nuru, başı belalım (more…)

Updated: 26/12/2011 — 15:08

İbrahim Tatlıses – Bırakın Gitsin

Söyleyin ne verdi dertlerden başka
İstemem gelmesin aşkımız bitsin
Onunla küstüm ben hayata aşka
Bırakın bırakın bırakın gitsin

Bir kere insanın şansı gülecek
Sevgili dediğin kıymet bilecek
Bu dünya o yokken elbet dönecek
Bırakın bırakın bırakın gitsin
Bırakın bu sevda burada bitsin
Bırakın bırakın bırakın gitsin

(more…)

Updated: 26/12/2011 — 15:14
Syf 166 of 325« İlk...102030...164165166167168...180190200...Son »