~ Sagopa ~ verse:
 Canını yakacak eller uzatıyorlar insanlar.
 kaç rüyanı yakaladın? ben bir kaçını ama soyut.
 kolunu jiletin keskinliğiyle keser birisi yazar koluna
 ben vücuduma değil yapraklarıma yazıyorum.
 ben hep o küçük çocuğu düşünerek yazıyorum
 hiç de mutlu değildi ve ayna karşısında çekingen
 sahipliği zayıf bir bedene sığdırılmış güç
 burnumu sürtmekten, iyinin kokusunu almam güç.
 turnanın gözünden vurmak için zamana ihtiyaç varmiş
 hedefim başkalarının da hedefiymiş, neymiş işim zormuş.
 tüm bunları kim uydurmuş. eğilip nasihat veren ağizlar kokmuş
 tanışlarımın gülümsemesi hafızamda kayıtlıdır
 yapmacık bir gülücük atma anında anlaşılır
 şeytanin gücü yanında çelimsiz bir savaşçısın
 melek olmaya kalkma kötüye çok yabancısın
 bugün senin için hayat bitiktir ama yarin?…
 yumruk yemek istemiyorsan tadını sakla tokadın.
 güneş soğuk,yağmur sıcaktır ya ferde bazen acını yaşamayanla durmak zaman katliamı zaten.
 Nakarat:
 hepimiz sorumluyuz herkesin bir suçu var
 zaman aşımına uğrar yada hışımına rastlar
 bunun için gözün ağlar kafan duvara da toslar
 yazık o kadar dost var, inandıklarımızın arasında çok fark var.
 ~ Kolera ~ verse:
 Anlayamadılar anlattıklarımda mana var
 içlerinde mağaralar haklisin birazcık dar
 raydan çıkmış kara tren birbirine girmiş katar
 taşıdığı bayrak altında ezilmez bu alemdar
 babam ağzı bozuk olandan haz etmez
 baba bu kez affet ama bunların hepsi ayni bok
 benim bunlara karnım tok arafta yüz kömür kok
 en korktuğum şey demek ki kaybedeceğim bir şey yok
 herkesin bir itibari vardı bence kendince
 konuşmaların artı yüzünde veren seni ele
 2 elim arasında kafam daldım amma derinlere
 orada bir kalem buldum yazdım en zekilere
 bana kafayı takmasın facialar
 yoksa koluna beni takar onun eşi olmak istemem
 züğürt deyince tüccar eski defterleri açar
 kalır naçar, yine beni bulsun istemem
 konuşurken senden fazla teklemem
 vaktim yok dinlenemem ki ben
 bozdu kendini aslı demek verem oldu kerem
 ben pineklemem lafa tutma beni yürüyorum
 gir dünyana sürgülen…