omzuma yaslan, sol tarafına düşsün en gerçek memleket
 sana benden yadigar kalsın, akrep bir de yelkovan hepten
 geçsin gitsin zamana boşver sen o sus pus kentime sığdın
 tedbil mekanda ben sabitim, cebimde narin boyunlu kadın
 katran gibi demlenmiş bir çay gibi karşılıklı içmek seni
 her güne çıplak etinle başlama telaşı kokunla sersem tenim
 boynunda vebal, koynumda yeşil yekpare elbisen ve sen
 yorganın altına saklanmış yine sen bana sek gözyaşınla seslen
 teninde durgun hüzünlü çıplak otorite gibi kıskanç kumral tan
 bir gece 3 gibi birbirimizi kaybetmiştik hatta aynı bankta
 beşiktaş ağladı ev yolumuzu gözledi sana ben sözvermiştim
 sözümde durmadım üzdüm seni, sen bana bakma lanet herif!
 hala sen ekmek fırınındaki onbeş yaşında kırılgan kız
 kuyrukta bekler gelip, adın sanın benim canım o kız
 kirpiklerinde anlam yüklenmiş sırça bir sicim
 sen demek o sahafta göz ucuyla dinlendiğim huzur
 bizim gri rengi dudaklarımız olurdu ağlardık
 yola çıkardım anneler doğardı semalar parlardı
 sen bir türlü tebessüm etmezdin anlardım
 sen bir gülsen gülmedin ki ben keyfimden ağlardım
 akdeniz kadar büyürdü fevkalade gözlerin ve
 boynundan yekpare dirhem dirhem elbisenle
 bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde
 bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde!!!
…
 üfle şu kandile bitiversin gündüz korkma elimi tut
 yüzüne yüzümü sürtüp başımı dizine gömsem geri dönüp…
 sürgüne icabet etmek nimet, senden gelsin gelecekse
 kağıtta harfler ıslak, havari morfin aşkın, göğsün çiçek
 bir gün geldi ve göğü bi başka sevdi kara kurak topraklar
 tam o gündü ecnebi bi kentte devrildi binalar
 önümden modern çağın nesnesiyle geçtin gittin
 gerinde sana bi parça beni bıraktı eylül bitti
 her siyah beyaz fotoğraf şeffaf bi pencere
 sol elin var hep yüzümde bana bi bukle külfet
 her siyah beyaz fotoğraf yeşil şeffaf bi pencere
 sol elin var hep yüzümde bana bi bukle küfret
 bizim gri rengi dudaklarımız olurdu ağlardık
 yola çıkardım anneler doğardı semalar parlardı
 sen bir türlü tebessüm etmezdin anlardım
 sen bir gülsen gülmedin ki ben keyfimden ağlardım
 akdeniz kadar büyürdü fevkalade gözlerin ve
 boynundan yekpare dirhem dirhem elbisenle
 bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde
 bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde!!!
…
 bittiğin bulvarda yağmur diner gözlerin başlardı
 bittiğin gören her damla senden bir parçaydı
 bittiğin gün elimden tutmuştun kalsaydın
 bittiğin gün öldü sen doğurdun deniz çıldırdı