Search Results for – "YA MUHAMMED"

Dursun Ali Erzincanlı – Nat-ı Şerif Şiiri

Arşın kubbelerine adı nurla yazılan,
İsmi semada Ahmet, yerde Muhammed olan,
Yedi katlı göklerde Hak cemalini bulan,
Evvel ahir yolcusu, ya Hz. Muhammed!

Sağanak nur yağmurları inerken yedi kattan,
O gece Sendin gelen ezel kadar uzaktan.
Melekler her zerreye müjde verirken Hak’tan,
O gece Sendin gelen ya Hz. Muhammed!

Güneşler o gecenin nuruna secde ederken,
Yıldızlar, meşk içinde kâinat vecd ederken,
Bütün hamd ve senalar yüce Rabb’e giderken,
O gece Sendin gelen ya Hz. Muhammed!

Kâbe’de şirk taşları, putlar yere dönerken,
Cehalet bayrakları birer birer inerken,
Bin yıllık küfür ateşi ebediyyen sönerken,
O gece Sendin gelen ya Hz. Muhammed!

O gece Save Gölü mucize ile kururken,
Kisra saraylarında sütunlar savrulurken,
Arzdan arşa âlemler, rahmetini bulurken,
O gece Sendin gelen ya Hz. Muhammed!
(more…)

Dursun Ali Erzincanlı – Onlar Şiiri

Onlar, tövbeyi Hz.Adem’den öğrendiler
“Ben pişmanım” demeyi…
Tekrar günaha dönmemeyi,
Âdem’den öğrendiler.
Cahiliye devrinin,
Denizler gibi köpüren küfründen kaçıp
Nuh’un gemisine biner gibi girdiler İslâm’a
Çoluk-çocuk demeden,
Demeden Ana-baba…

Halîl-ür Rahman’dan öğrendiler sadâkati
Hayatlarının baharında
Tebessüm ederek girdiler ateşe
İster gülistâna dönsün,
İsterse nâra…
Nefislerini kurban edip Allah’a
Ve aldırmadan alevlerin yalımına
“Hasbiyaallah!” dediler.
Şimdi yüreklerimizde ayak izleri;
Mâkâm-ı İbrâhim gibi…

Beşiklerini sallamadı nehirler
Bir Asiye kucağında büyümediler
Mahrumdular Nil’e boyun eğdiren âsâdan
Ama, boyun eğmemeyi öğrendiler Hz Musa’dan.
Secdeye kapanmayı Tûr-i Sinâ bildiler.

İffeti, Hz. Yûsuf’tan öğrendiler.
Önce koparıldılar baba ocağından,
Kuyu gibi karanlık dehlizlere girdiler,
Kardeş eliyle…
Yılmadılar…
Yolları saraylara çıkmadı.
Yılmadılar!
Kaç kez dünya tüm güzelliğiyle davet etti onları.
Yûsuf gibi;
“Ben Allah’tan korkuyorum!” dediler.
Bir gelin edâ ve hayasıyla yaşadılar hayatı.
Çünkü onlar iffeti, Hz.Yûsuf’tan öğrendiler.

Kör testereyle biçilmek mi gerek sevgilinin uğrunda
Ölmek mi gerek “of!” bile demeden.
Candan geçmek mi ağaç kovuklarında
Düşünmeden, tereddüt etmeden
Gülümsediler ölüm meleğine
Ve Hz. Zekeriyya’nın gidişi gibi gittiler.
Çünkü onlar ölürken bile yiğittiler!

Davut’un eli gibiydi elleri
Demirden yürekleri
Pamuğa çevirdiler.
Bir ayet inince gökten
Semina ve edeana dediler.
Gözyaşıyla karşıladılar vahyi.
Onlar ağlamayı Hz. Davut’tan öğrendiler.
(more…)

Dursun Ali Erzincanlı – Sevgili Kasidesi Şiiri

Ellerim boşlukta senin
uhut günü dağılan saçlarını arıyor
gözlerim gözbebeklerini hira dağı’nda
gözümdeki damla biliyorum
şu anda yanaklarında soğuyor

ebubekir’in olup mağarada
ali’n olup yatağında
seni hatice’nin kalbinde, aişe’nin dilinde, zeyneb’in
gözlerinde buluyorum

doğan günde, ayın ondördünde
baktığım her yerde seni görüyorum
sen varsın zamanın ve mekânın ötesinde
aşkın coğrafyalara hayat bahşediyor

sevdanla tutuştu hicaz çölleri
rahmetinle dirildi anadolu, mezopotamya
gel ey mısır’ın nil’i
medine’nin gülü
sevgili

gel ey kureyş’in emini
barışın zeytini
kavganın en önde gideni
şehadetin duvağı açılmadık gelini
sevgili

“ve’d-duhâ”yı ne çok severdin!
yarana merhem diye sürerdin
geceyi yük tutma vakti
gündüzü sefer bilir
ahreti dünyaya
mekke’yi miraç’a yeğlerdin

gel ey,
âmine’nin mustafâ’sı
ibrahim’in duâsı
meryem’in isâ’sı
mesih’in haber verdiği
sevgili

“develerimi isterim”
diyordu kureyş’in ulusu
çünkü kâbe’yi rabbi korurdu
bir anda çiğnenmiş ekine döndü
süper gücün fil ordusu
ebabil kuşları seni müjdeliyordu

o sene semâve doldu taştı
sâve kurudu
kisrâ’nın ondört burcu
o günden teslim olmuştu
bin yıllık ateş söndü
şeytan gökten sürüldü

doğduğun gün yeryüzü
bunu herkese haber verdi
kuşlar o günden beri
adınla şakıyordu
rüzgâr yâdınla esti durdu
allah buyurdu:
“göğsünü açmadık mı
yükünü almadık mı
şânını yüceltmedik mi?”

gel ey
âmine’nin gururu
ebu talib’in uğuru
halîme’nin bereketi
hatîce’nin gönül verdiği
sevgili
(more…)

Syf 5 of 8« İlk...34567...Son »