Search Results for – "dursun ali erzincanlı efendim"

Dursun Ali Erzincanlı – Asr-ı Saadette Çocuk Olmak Şiiri

Asr-ı Saadette çocuk olmak
Ümmü Halid olmak
Halid bin Said’in küçük kızı
Kırmızı bir elbise var üzerinde
Ve babasıyla beraber ALLAH(CC) Rasulü’nün huzurunda
Bu kız çocuğu Habeşistan’da doğduğu için Efendimiz,onu görünce;
‘Sene!Sene!’diye sesleniyor ona
Habeş dilinde ‘güzel kız’ anlamında
Sohbet ilerledikçe Ümmü Halid,
Efendimize daha çok yaklaşıyor
Ve bir ara sırtındaki Peygamberlik mührüyle oynamaya başlıyor
Halid bin Said hemen müdahale ediyor kızına
Ama HzPeygamber ona engel oluyor;
‘Bırak oynasın’ diyor

Bir keresinde Efendimize bir yerden kumaş gelmişti,
Arasında iki tarafı da işlemeli bir de elbise vardı
Bana Ümmü Halid’i getirin buyurdular
Ümmü Halid getirilince,
Elbiseyi ona giydirdiler ve iki kez;
‘Bunu giy üzerinde eskisin’dediler
Sonra da elbisede bulunan çiçek işlemesini parmaklarıyla göstererek ‘Ümmü Halid!Bak bu güzel,bu çok güzel’dediler

Asr-ı Saadette çocuk olmak
Abdullah,Ubeydullah veya kesir olmak,
HzAbbas’ın çocukları,
Fahr-i Kainat onları yan yana dizer,
Sonra karşılarına geçer,ve
Kim benim yanıma daha önce gelirse,
Ona şunu şunu verecem derdi,
Onlarda koşarak gelir
Hzeygaberin sırtına tırmanır
Göğsünün üzerine çıkarlardı
Hz. Peygamberde onları öpüp bağrına basardı
(more…)

Dursun Ali Erzincanlı – Bir Gül Şiiri

Mekke-i Mükerreme’de bir gül…
Yüzü dolunay gibi parlak.
Teni pembeye çalan beyaz renginde.
Saçları, hafif dalgalı…
Açık renkli ve hilâl kaşlı.
İki kaşının arasında bir damar.
Öfkelendiğinde şişen…

Mekke-i Mükerreme’de bir gül…
Saçları omzuna düşer.
Sakalı gür, gözleri kara üzüm gibi siyah…
O siyah gözleri daima yerde…
Gökten daha çok yere bakar.
Bakışları, düşünceli…
Boynu gümüş beyazlığında,
Fildişinden yapılmış bir suret gibi…
Ashabının ardından yürür
Ve; “benim arkamı meleklere bırakın.” der.
Birşeye hayret ettiğinde elini çevirir
Konuştuğunda ellerini biraraya getirir.
Öfkelendiğinde yüz çevirir.
Sevindiğinde hafifçe gözlerini kapar.
Gülmesi tebessüm.
O gülünce dişleri dolu taneleri.

Mekke-i Mükerreme’de bir gül…
Yüzünde azâmet ve hakimiyet.
Sözünde tatlılık.
Tane tane konuşan.
Sesi gür, teri gül…
Geçtiği sokaklarda gül kokusu bırakan..
Giyimi sâde…
Çoğunlukla sırtında bir ihram.
En çok sevdiği renk sarı ve beyaz.
Yediği yemek;
Ateşin üzerinde
Unla karıştırılan öğütülmüş yulaf
biraz zeytinyağı, biber, baharat…
sofrada oturuşu hamdle, şükürle…
bir gül…
ikinci yurdu Medine!
(more…)

Dursun Ali Erzincanlı – Gelseydin Şiiri

Sevgili!
Ümmü Mektum gibi
Seni görmeden sana sesleniyoruz
Alıp verdiğin nefesi duyar gibi
Sanki açınca gözlerimizi
Seni görecekmişiz gibi
Sana sesleniyoruz.
Senin huzurunda ses yükselmez.
Edeple konuşulur; edeple susulur.
Hele biz ki bu kapının dilencileri,
El açıp beklemekten başka
Bize bir şey düşmezdi ama
Şu araya giren yıllar olmasa
Medine’ne uzak yollar olmasa
İsmin anılınca yürek yanmasa
Kapında beklemekten başka
Bize bir şey düşmezdi.
Bekliyoruz Sultânım!
Rüyada olsa bile
Belki teşrif edersin diye
Hem de hiç kimseyi beklemediğimiz gibi.
Seni bekliyoruz.
Gelseydin,
Bizim için cennet olurdu gelişin.
Gelseydin,
(more…)

Dursun Ali Erzincanlı – Habbibullah’ı Sevmek Şiiri

Hz. Amine gibi
son nefesinde elinden şevkatle tutup
seslenmişti ona
ey dehşetli ölüm okundan
ALLAH’IN yardım ve ihsanıyla
yüz deve karşılığında kurtulan zatın oğlu
ALLAH seni aziz ve devamlı kılsın
eğer rüyada gördüklerim doğruysa
sen celal ve ikram sahibi olan ALLAH tarafından
Ademoğlullarına peygamber gönderileceksin
Sen ceddin İbrahim’in teslimiyet ve dinini tamamlamak için gönderileceksin
ALLAH seni putlardan koruyacak ve alıkoyacaktır.
her yaşayan ölür her yeni eskir
evet bende öleceğim
fakat ismim ebedi olarak yad edilecektir
çünkü tertemiz bir evlat doğurmuş
arkamda hayırlı bir yad edici bırakmış bulunuyorum
ve huzurla kapanan anne gözleri
ve acıyla ıslanan minik gözbebekleri
seneler sonra
bir sefer dönüşünde
Ebva’dan geçerken
aziz ve muhterem annesinin kabrini ziyaret ediyor ve ağlıyordu
onun ağladığını görünce sahabede ağlamaya başladı
ve gözyaşlarının sebebini söyledi
annemin bana şevkat ve merhametini hatırladım

Habibullah’ı sevmek Necaşi gibi
Habeşistan’a hicret eden Mekkeli müslümanları dinleyince
kendini tutamadı
sizi ve yanından geldiğiniz Zat’ı tebrik ederim ki
o Allah’ın Rasulüdür
zaten biz O’nun vasıflarını kitabımız olan İncil’de okumuştuk
O peygamberi Meryem oğlu İsa’da insanlığa müjdelemişti
Allah’a yemin olsun ki
eğer O benim ülkemde bulunmuş olsaydı
ayakkabılarını taşır ayaklarını yıkardım
(more…)

Syf 1 of 3123